Dr. Canan Dağdeviren: Geleceğin tıp teknolojisi kadına benzeyecek

Dr. Canan Dağdeviren: Geleceğin tıp teknolojisi kadına benzeyecek

Harvard Üniversitesi Genç Akademi Üyeliği'ne seçilen ilk Türk olarak adını altın harflerle yazdıran Dr. Canan Dağdeviren’in yeni projesi beyin pili. Dağdeviren, “Geleceğin tıp teknolojisi kadın gibi esnek ve çok fonksiyonelli olacak” diyor.

[Karar]
RÖPORTAJ
ÜRÜN DİRİER

Giyilebilir teknoloji ve tıbbi cihazlarla ilgili gelinecek en uç nokta sizce ne olacaktır? Bizi çok farklı bir dünya mı bekliyor gelecekte?

Yakın gelecekteki teknoloji, bir takım elbise gibi işlev görecek, pijama gibi değil. Annenizin babanızın veya eşinizin, arkadaşınızın pijamasını giyebilirsiniz. Üzerinize tam oturmaz ama işlev görür. Yakın zamanda bu durum büyük oranda değişecek. Giyilebilir teknoloji, bir takım elbise gibi herkesin ölçülerine göre uyum sağlayacak ve vücuttan daha anlamlı bilgiler toplamamıza uygun ortam oluşturacak. Böylece kişiselleştirilecek, pijama gibi emanet durmayacak. İleride herkesin biyonik bir parçası olacak. Farklı değil belki ama daha konforlu bir gelecek bekliyor bizi.

HERKESE YETER

Sizi icat çıkarmaya iten süreç nasıl gelişti? İlk deneyi ne zaman yaptınız mesela?

Çok küçük yaşlardayken bir çakıl taşını parçalara ayırıp içindeki atomları bulmaya çalışıyormuşum. Herkes bunun imkansız olduğunu söylemesine rağmen. Küçükken babam Madam Curie’nin hayatını anlatan bir kitap hediye etmişti sanırım. Kitabı okuyunca, piezoelektrik olgusunu keşfeden Madam Curie’nin kocası Pierre Curie’ye aşık oldum. Fiziğe ilgim böyle başladı. Memketimizdeki her genç gibi ben de üniversite sınavına girdim. Fizik, kimya gibi temel bilimlerden bir dal okumak istiyordum fakat karar veremiyordum. İşte tam bu dönemde, Erdal İnönü ile Kocaeli kitap fuarında tanıştık. Çocuklarla sohbet etmeyi seven biriydi sanıyorum, çünkü anne ve babamdan çok ben ve kardeşim Caner ile sohbet etmeyi tercih etmişti. Nerede okuduğumuzu ve ne olmak istediğimizi sormuştu. Tabi ben de bu imkanı kaçırmayıp Türkiye’nin önemli teorik fizikçilerinden Prof. İnönü’ye kafamdaki soruları sormuştum. Bana, Anılar ve Düşünceler kitabını imzalayıp verdi. ‘Kitabı okuyunca, ne üzerine eğitim alacağına karar vereceğine inanıyorum’ demişti. Belki o sırada olayı tam kavrayamamıştım ama kitabı okumamla birlikte, hayatım geri dönülmez bir yönde değişti.

Bir Türk bilim kadını olarak hayalleriniz neler? Dünyada keşfedilmeyi bekleyen en önemli şey sizce nedir?

Kısa zamanda çok iş yapmayı hayal ediyorum, koşullar ne olursa olsun insan kalabilmeyi hayal ediyorum. Bir fizikçi ve malzeme bilimci olarak, dünyada herkese yetecek kadar malzemenin olduğunu biliyorum. Adil bir düzenin (her alanda) toplumlar arasında paylaşılması temeline dayalı bir sistem, keşfedilmesi gereken en önemli şey bence. Yoksa, gece gündüz çalışıp insanlara ulaştıramadığın bir bilimin tarihin tozlu sayfalarında kaybolması kaçınılmazdır.

GELECEK KADIN GİBİ...

Bugüne kadar dünya erkeklerin hayalleriyle şekillendi. Bundan böyle kadınlar da var. Bu sizce neleri değiştirecek bilimde?

Kadının aktif olduğu bir dünya daha yaşanılası ve interaktif. İleride kullanılacak tıbbi cihazlar tıpkı kadınlar gibi olacak; Duyarlı, esnek, kıvrımlı, yüksek hassasiyetli, güzel, çok fonksiyonlu ve dayanıklı...

Gelecek için hayaliniz nedir?

Parkinson hastalığı ve duygu durumu bozukluklarının tedavisinde kullanılacak ilk beyin pilini geliştirmek için çalışıyorum. Mikro düzeydeki üretim ve hayvan deneyleri konusundaki deneyimlerimi kullanarak sinirsel hastalıkların tedavisinde etkili olabilecek bir çeşit iğne geliştirmeyi ve böylece nörobilim araştırmaları ile elektronik cihazlar arasında bir köprü oluşturmayı hedefliyorum.

Boş zamanınız yoktur ama, boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

En sevdiğim hobilerimden biri tarihteki önemli kişilerin biyografilerini okumak. Tuhaf gelebilir ama diğer hobim soru sormak. İnsanlar bazen bu yüzden sinirlense de soru sormayı çok seviyorum. Dünya küçülmeye başladığı zaman, soru sormak dünyayı genişletiyor. Sabahları koşmayı da severim. Bu çılgın alet tasarımlarım genellikle sabah 6’daki koşularım sırasında ortaya çıkıyor. 7 farklı dilde şarkı söyleyebiliyorum.

 Dağdeviren parkinson hastalığı ve duygu durumu bozukluklarının tedavisinde kullanılacak ilk beyin pilini geliştirmek için çalışıyor.

 Kalp çipini dedemin öldüğü yaşta yaptım

Kalbe ilgim dedemi kalp krizi sonucu kaybetmiş olduğumuzu öğrendiğimde kişisel bir hale dönüştü. O zaman, kendi kendime ileride kalp hastaları için birşeyler yapmaya söz verdim. Dedem 28 yaşında ölmüş. Ben de 28’ime kadar bir şeyler yapmayı kendime hedef olarak belirlemiştim. Kalp hastaları için geliştirdiğim alet Şubat 2014’te tamamlandı.
Bu ileri teknoloji, düzensiz kalp atışlarını düzenleyen kalp pillerinin yerine geçip, hayati organların faaliyetlerini sürdüremediği durumlarda işleyişlerini sağlayacak olan enerjinin depolanmasını sağlıyor. 2014’de Türk-Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği (TASSA) Genç Akademisyen Ödülü’nü ve Racheff-Intel Ödülü’nü kazandım. Ayrıca “Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri (EECS)” alanında dünya çapında seçilmiş 40 bilim kadını içinden “Yükselen Yıldızlar” arasında gösterildim. Chicago’da düzenlenen “Amerikan Kalp Derneği Yenilik Forumu” na katılan en genç konuşmacı oldum. 2015’te de Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi Üyeliği’ne seçildim, bu anlamda ilk Türk oldum.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN