TBMM'nin ilk gündemi Suriye ve Irak tezkeresi kabul edildi | Son dakika haberleri

TBMM'nin ilk gündemi Suriye ve Irak tezkeresi kabul edildi | Son dakika haberleri

TBMM Genel Kurulu'nda, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin süresinin 30 Ekim 2017'ye kadar uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi.

TBMM'nin 26'ncı Dönem 2'nci Yasama Yılı'nın ilk oturumu, Irak ve Suriye'den terörist saldırıları önlemek üzere Başbakanlık'ın sunduğu ve hükümete 1 yıl daha sınır ötesi operasyon yapma yetkisi veren tezkere kabul edildi. 

Genel Kurul, 26'ncı Dönem 2'nci Yasama Yılı'nın açılışının ardından, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin süresini 30 Ekim 2017'ye kadar uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi'ni görüştü.

3 PARTİ TEK SES

Hükümet, gruplar ve kişisel konuşmaların ardından yapılan oylamada tezkere, AK Parti, CHP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

NELER YAŞANDI?

Yeni yasama yılı tezkere görüşmeleriyle başladı. Irak ve Suriye'yi kapsayan sınır ötesi operasyonlar için TSK'ya bir yıl daha süreyle onay veren tezkere görüşmeleri, Meclis açılışının hemen ardından yapıldı.

İLK SÖZ FİKRİ IŞIK'TA

Tezkere oturumunda ilk sözü Milli Savunma Bakanı Fikri Işık aldı. Işık, Fırat Kalkanı Operasyonu'nda asıl öncelikli hedefin IŞİD olduğunu ancak 'herhangi bir terör örgütünün oldu bittisine de izin verilmeyeceğini' söyledi. PKK'nın uluslararası alanda meşruiyet kazanmaya başladığını belirtti.

CİDDİ TEHDİT

"Türkiye'ye yönelik açık tehdit bölgede yaşanan son gelişmelerle de bağlantılı olarak artarak devam etmektedir. PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantısı PYD/YPG de bölgedeki alan dışı aktörlerin de desteğiyle alan elde etmeye çalışmakta. PKK da uluslararası alanda meşruiyet kazanmak için Suriye ve Irak'taki krizi istismar etmektedir. PKK'nın PYD ile olan ilişkisi aralarındaki pek çok temas ve işbirliğinden kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Bu durum devletimiz için ciddi bir tehdit ve aynı zamanda ülkemiz kamuoyu için hassas bir konudur."

DAEŞ ÖNCELİKLİ

"Saldırılarını günden güne artıran DAEŞ de ülkemizin güvenliğini ciddi tehdit eden terör örgütüdür. Sık sık farklı mecralarda dile getirdiğimiz üzere Türkiye, amacı ve başvurulan yöntem ne olursa olsun terörün her türüne şiddetle karşı çıkmaktadır.

Ülkemizi hedef alan terör tehdidiyle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. 24 Ağustos 2016 tarihinde başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonu bu kararlığın en büyük örneğidir. Bu operasyon, DAEŞ'le mücadele için yürütülmekte ve uluslararası koalisyon tarafından desteklenmektedir. DAEŞ'in sınırımızda kontrol altında tuttuğu alanlardan uzaklaştırılması hedeflenmektedir, bu her zaman öncelikli meselemiz olmuştur."

FIRAT KALKANI KANIT

"4 Eylül itibariyle sınır hattımızın Azez-Cerablus arasındaki 98 km'lik bölümü DAEŞ'ten arındırılmıştır. Bu hattan derine inilerek güneydeki iç bölgelerin DAEŞ'ten temizlenmesi bizim için öncelikli hedeftir.

Bu operasyon aynı zamanda ülkemizin sınırımızın güneyinde herhangi bir terör örgütüne, oldu bittilere, tek taraflı adımlara rıza göstermeyeceğinin de kanıtıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğüne verdiği önemin kanıtıdır.

Türkiye'de son yıllarda atılan demokratik adımların terör sayesinde alındığını zannederler fena halde yanılırlar. 30 yılı aşkın süredir devam eden terörle mücadelede zaman içinde kazandığımız tecrübeleri uygulayarak halkımızın güvenliğine azami önem veriyoruz. Bu süre içinde askeri önlemler alınması, terörle mücadelede bütüncül yaklaşımı tamamlamaktadır. Tezkerenin tek hedefi bu ülkenin huzuruna saldıran iç ve dıştaki teröristlerdir, terör unsurlarıdır."

MHP'DEN DESTEK HDP'DEN RET

MHP'li Mehmet Günal söz alarak partisinin tezkereye PKK ve IŞİD'le mücadele kapsamında destek verdiğini açıklarken, HDP'den ise eleştiri geldi. HDP'yi temsilen Ayhan Bilgen konuşmasına başlarken Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli Genel Kurul Salonu'nu terk etti.

HDP'li Ayhan Bilgen sözlerine son günlerdeki Lozan tartışmalarıyla başladı. Tartışmaları gündem değiştirme aracı olarak değerlendirdi. Bilgen, tezkereyle ilgili ise çok kısa konuştu. Doğrudan operasyonlara değinmeden, Türkiye'nin bölgedeki politikalarını eleştirdi; "Suriye'nin toprak bütünlüğü konusuyla idari yapıyı birbirine karıştırmadan, dış politikamızı gözden geçirmeliyiz" dedi.

"Müttefikimiz gerçekten ÖSO mu, Ahrar-ı Şam nereye gitti, Nusra'nın kontrolündeki bölgeleri kime kaptırdılar? Bütün dünya biliyor bizim sadece ÖSO'yla hareket etmediğimizi. Bir süre sonra gemi batınca bizi Rakka'ya Musul'a çekmeye çalışanların oynadığı oyunu anlayacağız."

Işık'ın ardından HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'e başka bir konuyla ilgili söz hakkı verildiğinde ise, "Meclisin böyle bir yoğun dönemde tezkere görüşmeleriyle açılmasını büyük bir talihsizlik ve ayıp olarak gördüğümüzü ifade ediyorum" dedi.

CHP'DEN REJİM DEĞİŞİKLİĞİ ELEŞTİRİSİ

CHP adına söz alan Ardahan milletvekili ve eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz da Türkiye'nin 'Suriye'de rejim değişikliği çabaları doğrultusunda yürüttüğü' politikalarını eleştirdi, PYD'nin kontrol ettiği alanın bu sayede genişlediğini ifade etti.

"Suriye'de rejim değişikliği sevdasıyla hareket edilmemiş olsaydı bugün ne PYD koridordundan ne mültecilerden ne IŞİD'den ne de diğer terör örgütlerinden bahsediyor olacaktır. Suriye'de olanlar bugğn bir sonuçtur, biz yaratılan bu sonuçla mücadele etmeye çalışıyoruz.

2013 Temmuz ayında Salih Müslim Türkiye'ye geldi, dört ay sonra Rojava ilan edildi. Sonra kantonlar oluşturuldu ve sonra kantonlar birleştirildi. 10 gün önce PYD seçim yaptı. Ekim ayında bağımsızlığa gideceğiz diye açıklama yaptılar. Siz ne yaptınız? Uyudunuz.

YİNE 'BATAKLIK' ELEŞTİRİSİ

Fırat Kalkanı Operasyonu öncesi 15 kilometre derinlik diyorlardı. Bugün bizim tartıştığımız alan 15 kilometreden 90 kilometreye çıktı. Fırat'ın doğusuna gideceğiz demedi Sayın Bakan. Ne kadar derine gidileceği tartışılıyor. Zaten doğusuna geçmesine kimse izin vermez çünkü Türkiye bütün bölgesel dengeleri kaybetti."

Yılmaz, Fırat Kalkanı Harekâtı'yla ilgili de şunları söyledi:

"Operasyonun amacı Suriye'yi dizayn etmek değildir, DAEŞ'i sınırdan temizlemektir. Bununla sınırlı tutulmalıdır. Rakka'ya karasal birliğin gönderilmesi Türkiye'yi dönüşü olmayan bir bataklığa sürükleyebilir. Uluslararası toplum Türkiye'ye maalesef destek vermiyor. Böyle bir ortamda lütfen ölçülü olalım."

Hâlâ BM'de temsil edilen Suriye rejimiyle bir diyalog olması gerektiğini, artık tüm aktörlerin elinin kana bulandığını belirten Yılmaz, Irak merkezi hükümetiyle de işbirliği yapılması gerektiğini ifade etti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN