Hayır, millete ekonomik bağımsızlık savaşı verdirirken, fakirleşenlerden sabır filan isterken helâlinden Monaco’da ıstakoz yiyip Maldivler tatiline giderek yarım milyonluk saat takanları kastetmiyorum. Onlar helâlinden hep.
Bir de süte su, doğruya yalan, helâle haram katan abilerle ablalar var. Montaj severler yani.
Mayıs 2023 seçimlerine giderken CHP’yi, Kandil’dekilerle aynı klipte oynatanlar hani. Güya muhalefeti, teröristlerle kol kola ve terör sever gösteriyorlardı.
Kim olduklarını, videoyu mitinglerinde kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamıştı: Kıvrak zekâlı AK Parti gençleri.
Yine Erdoğan; “ama montaj, ama şu, ama bu” diyerek CHP’nin seçim klibinin kurgulandığını kabul etmişti.
CHP’nin sadece seçim klibine teröristler monte edilmedi. Sahte afişleri de bastırıldı, ağzına gerçek olmayan vaatler de uyduruldu.
İşte o kıvrak zekâlı gençlerle arkalarındaki abi ve ablaları, dur durak bilmiyor hâlâ.
CHP’li Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, DEM’i ziyaret etmiş. Arkasındaki duvara, orada olmayan hayali bir Öcalan fotoğrafı monte ettiler hemen.
Yalnızca olmayanı var etmiyorlar. Olanı yok ermekte de mahirler. DEM’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde asılı bayrağı, ucuz bir fotomontajla buharlaştırmak yahut Mardin Belediyesinde Ahmet Türk’ün İstiklâl Marşı okutmasını sabote etmek gibi.
Sonra da bunlar bayrak, marş düşmanı; şunlar da terör sevici hain diye hedef gösteriyor, milleti provoke ediyor, kayyum atamalarına akılları sıra zemin hazırlıyorlar.
Kendi uydurmalarına inanmışçasına üstünde tepinip milleti dolduruşa getirmede üstlerine yok, boş durdukları da yok.
Olmayan darbe çağrısını ve terörle işbirliğini varmış, gözümüzün önünde olan halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlarını ise hiç işlenmiş saymakta epey idmanlılar.
Kıvrak oldukları kadar maşallah çevik, atak, zinde ve örgütlüler de.
Birileri montajı kurguluyor, bir gazete skandal havasında patlatıyor, bir sürüsü de o sansasyonu yayıyor.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı sıfatını taşıyan zevât bile el atıyor bu yayma görevine.
Ama ne hikmetse Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, üstüne atlamıyor. Ne atlaması, üstüne alınmıyor bile.
Halkı yanıltıcı haber, örgütlü biçimde ve alenen yayılıyor. Polis ve savcılarsa bakıyor. Provokatif paylaşımlara sözde göz açtırmayanlar, oralı değil.
Üstelik sosyal barışı bozmak açısından hayli tehlikeli haberlerden söz ediyoruz.
Örgütlü dezenformasyonu suç haline getiren AK Parti düzenlemesi, muhalefet karalanırken uyutuluyor hep.
Kılavuzu, kıvrak zekâlı gençlerle abileriyse o siyasetin sonu başka ne olacaktı!
Her alanda sonuç ortada. Sonuçlardan biri, halkçı geçinip halkın gözüne lüks yaşamlarını sokanların artmasıysa diğeri de Diyanet’in başına Arapça bile konuşamayan ilahiyat profesörü türünden örneklerin çoğalmasıdır.
Nesine şaşıracaksınız ki, aksi olsa şaşılırdı.
MİLLET PİLAV İSTİYOR MONTAJA KARNI TOK
İktidar, halktan kopuşuna çare arıyorsa nasıl başladığını bulmalı önce. Ben söyleyeyim; uyduruk karalamalar, düzmece suçlamalar için montaja sarılmakla başladı.
Gerçeklikten kopuşları, propagandistlerinizi sonunda halkın gerçeklerinden de koparacaktı elbet, ya ne!
Yeni Anayasa ve benzeri yapay tartışmalar, halkın gerçeklerinden kopuşu sürdürmektir, benden uyarması.
Yazmıştım, yine yazıyorum: Mevcut Anayasa’yla emekliye, çalışana yeterli maaş mı verilemiyor; enflasyonla faiz mi indirilemiyor, halkın hangi sorunu çözülemiyor, demokrasi ve hukuka mı uyulamıyor, ne yapılamıyor da yenisiyle yapılacak? İktidarın bir kez daha işini görmek için değilse Anayasa’yı tekrar değiştirmeye niye ihtiyaç var?
Ne yapmak istiyorsunuz da bu Anayasa size engel, sorusu cevapsız. Halkın öncelikleri arasında Anayasa’yı yenilemek, son sırada dahi gelmez.
1960’larda Demirel’in Adalet Partisi, CHP’nin planlı kalkınma vaadini “plan değil pilav” sloganıyla yenmiş.
Bugün de millete sorsanız “bize montaj değil pilav lâzım” cevabını alırsınız. Montaj severler buyursun, anketçilere sordursun.
