Sümük-ü şerif ve canlanan tavuk davası

Peşinen hâşâ ile ve 'sidik' gibi ilmî terimleri incelterek kullandığım rahatsız edici tüm ifadeler, ödünçtür. Başkalarına aittir, bana değil. Onlar kendilerini bilir, size de tanıdıklar aslında, yabancı gelmeyecektir.

Sümük-ü şerifi bereket için üste sürülen, âhirette cehennem ateşinin yakmaması ve dünyada şifa için idrarı içilen bir Hz. Peygamber ve şeyhte ete, kemiğe bürünen bir Allah ile yenmiş tavuğu canlandırabilme kerâmetine sahip bir şeyhe inanmaya başlarsanız... Sizi bunlara inandıran mübarekte de aynı özelliklerin bulunduğuna, onun elini tutarsanız Allah'ın elini tutmuş olacağınıza bir gün niye inanmayasanız?

Onun için kendilerine mal etmenizi istedikleri şeyleri, başkaları üstünden anlatırlar. Lâfın tamamı çocuğa söylenir, gerisini anlamayacak değilsiniz ya...

Ucuz polemiklerle, popülist şovlarla güya dini kendisi savunmazsa din elden gidecek, ülke batacaktır. Allah, toptan azap mı göndersin!

5 yaşındaki kız çocuğunun uzattığı eli tutmanın, yetişkin erkeklerle 2 saniye uzun tokalaşmanın dinen sakıncaları üzerine vaazlar gelir arkadan.

Aralarında şehvet mi uyansın, canları birbirlerini mi çeksin, belânızı mı istiyorsunuz ey yadırgayıp eleştirenler!

Olmuştur artık, inandırdığı cemaati sağlamdır arkasında. Bu safhadan sonra onun gibi bir allâmenin derin ilmine karşı gelen, Allah'a karşı gelmiş gibidir. Atıştığı siyasetçiyi bile Allah'la muhatap etmeye kalkar. Ve Allah, mutlak galiptir.

Dolayısıyla ağız dalaşında her dâim kendisinin galip geleceğine inanmayan da kâfirdir. Zındığa, zındık demesin mi şimdi!

Atıp tutmanın iyice serbest olduğu, önünün öbür dünyaya kadar açıldığı bu evrede doğru bilgiyi, hakikati tekeline alır. Söylerse o söyler, başkası doğruyu söylemiyordur.

Özgüveni patlar, kanatlanıp coşma vaktidir. İlahiyatlarla imam hatipleri kapattırıp ekonomiyi kurtarmaya bile soyunur.

Reçete bellidir; çokbilmiş, din cahili o mektepli ekonomistler daha mı iyi bilecek!

Ancak kadınlar, edebiyle evde oturursa düşecektir enflasyon. Erkeklerle aynı ortamda çalıştıkları için artıyor. İşsizlik, fâkirlik de öyle. Namazını aksatan, hiç kılmayanlar yüzünden çok yoksullaşırız daha, çok...

Yine de fâkirler, zenginlerden önce cennete gidecektir. Onları bekleyen ödül büyük, sabrın sonu hurilerle sonsuz zevklerdir. Vah zavallı zenginlere....

Yalnız aklınızda dursun; bu anlatılara hurafe, anlatanlara da hurafeci derseniz, acayip alınırlar. Kendinizi mahkemede bulursunuz. Dava da onlara değil size açılır.

Diyanet, din tacirlerinin eşkalini verip yöntemlerini tarif ederek halkı uyarıyordu; buna da uyuyor, diye...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hurafeler ve hurafeci şarlatanlarla mücadeleye çağırıyordu; bunun üstüne de oturuyor, diye...

Sakın boş bulunup aynı kavramlara başvurmayın.

Mücadelenin yönü bir anda değişir, hurafecilerden hurafe karşıtlarına döner; kabak da sizin başınıza patlar.

HURAFECİLER YERİNE HURAFE KARŞITLARIYLA MÜCADELE EDİLDİĞİNİN BELGESİ

Siz, siz olun; halkı din bezirgânı istismarcılara karşı bilinçlendirme, aydınlatma, uyandırma seferberliğine katılmayın. Caydırılan, süründürülen, gözdağı verilen siz olursunuz. Neme lâzım...

Çünkü şunlar ya unutulmuş ya da hiç duyulmamış, savcıların kulağına dahi gitmemiştir...

Diyanet'in FETÖ raporu sunumundan, 2017:

"Gayb âleminin bilinebilir, Allah’ın ulaşılabilir, peygamberlerin dokunulabilir, ölmüş zevâtın görüşülebilir olduğu bir dünya kuruyor. Bunlara kendisinin mazhar olduğunu ifade etmek için. Bugün hâlâ TV'lerden benzer sapkın söylemler duyabiliyorsak ve tepki gösteremiyorsak..."

"Hurafe ve Bâtıl İnançlar" konulu Cuma Hutbesi'nden, Aralık 2019:

"Fıtratımızı bâtıl inanç ve hurafelerle bozmayalım. İmanımızı, doğru dinî bilgilerle güçlendirelim. Hastalanınca tedavi olmayı, sebeplere sarılmayı düstur edinelim. Umut tacirlerine kanmayalım. Dünya ve ahirette başarıyı ve şifayı Rabbimizden isteyelim."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, 15 Ekim 2016:

"Siz olmayınca sahneyi bezirgânlar, takke ve cübbeyle göz boyayan şarlatanlar alıyor. 15 Temmuz gecesi yaşadığımız hâdise, bu sapkınlıkların yol açabileceği felâketleri göstermiştir. Hoca kıyafeti giymiş bir şarlatan, yıllarca hurafelerle insanlarımızı kandırmayı başarabiliyor.”

Diyanet'in İslam Ansiklopedisi'nden:

"Hurâfe kelimesi 'akla ve gerçeğe aykırı düşen aldatıcı söz' demektir. Masal, efsane ve genel olarak gerçek dışı olduğu kabul edildiği halde hoşa giden nakil ve rivayetlere de hurafe denilmiştir. Din adına ileri sürülüp benimsenen bâtıl inançları ifade eder."

Diyanet Reisi Erbaş'tan, canlanan tavuk hikâyesi tartışılırken, Kasım 2022:

"Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, gerçeklere dayanmayan söylemler, hikâyeler, rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın samimi duyguları istismar edilmekte ve sömürülmektedir."

Yine Erbaş Hoca'dan, Ayasofya, Ekim 2020:

“Eğer bir yerde masum ve hatasız kabul edilen kişiler varsa...Doğru bilginin kaynağı şahıslar, rüyalar gibi subjektif şeylerse...Birtakım kitaplar, İslam’ın temel kaynaklarından daha çok itibar görüyorsa...Hakikat tekelciliği yapılıyorsa...Akıl, mantık ilkelerine ve ahlâk değerlerine aykırı söylem ve davranışlar varsa...Eleştirel düşünce kötüleniyor, sorgusuz teslimiyet isteniyorsa...Biliniz ki orada İslam’dan başka bir inanç, başka bir anlayış egemendir.”

Vesselam...

YORUMLAR (196)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
196 Yorum