Çekirdek Aile Yalnızlığı Yaşayan Çocuklara Cansuyu
3
Türkiye aile yapısında; amca, hala, teyze, dayı, dede, nene, komşu, kuzenlerin bir arada yaşadığı, ortak mekanların paylaşıldığı, insanların gün içinde hal hatır sorduğu, birbirine dokunduğu, birbirinden haberdar olduğu bir yaşam vardı.
Günümüzde, Türkiye aile yapısı çözülmeye başlandı. Köyden kente göç ve kent nüfusunun köy nüfusunu geçmesi, kent hayatının ağır ve yoğun çalışma şartları aileyi çocuktan kopardı, koparıyor.
Masal okuyan dedeler ve neneler artık çocukların hayatında yok denecek kadar az.
Varolan nene ve dedelerde çocuklara bakıcılık yapıyor.
Çocukların başını okşayan şefkat ehli insanlar da çocukların hayatında azaldı.
Bir ailede çocuğun hayatına dokunan anne ve babadan başka kaç kişi var acaba ?
Sanayi toplumunun doğurduğu çekirdek aile yalnızlığını yaşayan ailelere dönüştük.
Çocuk, gün boyu dört duvar arasında makus yalnızlığında ekrana kilitleniyor. Çocuğu ekrana mahkum ettik.
Ekran malumunuz, çocuklar dahil hepimizin hayatına reklamla tüketim bocalayan bir sektör. Böyle bir atmosferde başarılı ve iyi bir nesil yetiştirmek ne kadar mümkün?
New York Üniversitesi’nde Profesör
olarak davranış bilim ve istatistik dersleri veren Selçuk Şirin “Çocuk gelişiminde belirli dönemler vardır. Tıpkı bir fidanı ilk diktiğimizde ona cansuyu vermek ne kadar önemliyse çocuk gelişimindeki kritik dönemlerde de çocuklara ihtiyaç duydukları desteği sunmak o kadar önemli. İşte bu manada hem zihinsel hem de duygusal gelişimin kritik dönemi ilk üç yıldır çünkü beyin gelişiminin yüzde 90’ı bu dönemde tamamlanıyor. Bu dönemde çocuklarla kaliteli zaman geçirmek önemli.” diyor.
Özellikle okul öncesi çocuklarla kaliteli zaman geçirmede öncelik kitaptır. Onlarla kitap okumak sayesinde iletişim dili kurmak, paylaşım anı oluşturmak, ortak bir dil geliştirmek.
İradesi maya tutmaya başlayan çocukların düşünsel ve bedensel iradeleriyle hareket etmelerine, hayal kurmalarına, masallarını tamamlamalarına yardımcı olacak kitaplar okumak.
Çocukların mucid yanını tetikleyecek, duygu yönetimini sağlayacak, kendi başına kaldığında okunan kitap kahramanlarından esinlenerek oyununu kurup oyun üzerinden diyalog sağlayacak, kalemine sarılıp okunan kitaptaki olay ve kahramanların resmini yapmaya yöneltecek kitaplar okumak doğru olandır
Nasihat ve mesaj ağırlıklı kitaplar çocukların oluşum mayasındaki doğallığı bozar. Çocuğun büyümesindeki kendiliğe aykırı olur. Çocuk eşya ile tanışırken hikaye diliyle tanışır. Her nesneyi hikayesiyle algılar.
Ünlü Fransız şair Charles Baudelaire’nin deyimiyle “Bebek tenleri gibi taze kokan kitaplar” okumak lazım
Johann Hari yoğun araştırmalar sonucu yazdığı “Kaybolan Bağlar” adlı eserinde
“İnsanın kitaplarla bağ kurması,
insanın doğasını tazeliyor.”
Doğası gereği temiz olan çocuklara çocuk doğasını taze tutan kitaplar okumak hem onlarla olmadığımız zamanlardaki eksiğimizi gidermeye katkı sağlar hem de kendileriyle baş başa kaldıklarında onlara okuduğumuz kitapların devamını kurgulamalarına yardımcı olur.
İsrail – İran savaşına doğru
İlker Yıldız
İsmail Kartal olağanüstü genel kurul kararı alır mı?
Gökhan Aktürk
Turgut Özal’ı anmak
Taha Akyol
Bardakoğlu’nun mülakatı - Bilim insanları konuşmalı
Ahmet Taşgetiren
AK Parti’deki bu değişime şapka çıkarılır!
Mehmet Ocaktan
Şimşek de müteahhitlere kıyamıyor
Yusuf Ziya Cömert
Enflasyonun düşeceğine millet niye inansın?
Akif Beki
“Anayasa değişmeli!”
İskender Öksüz
İstirahat eksik gün nedeni ise bu cezalar neden uygulanır?
Eyüp Sabri Demirci
Rutinin eşsizliğine dair bir balad: Mükemmel Günler
Şule Demirtaş
“Istakozlar, Maldivler, rantlar, maden ruhsatları, şımarmalar…”
Semra Alkan
CHP’ye verilmiş oy ‘CHP oyu’ mu
İbrahim Kiras
Erdoğan seçimi kaybetme pahasına seçim ekonomisi yapmadı mı?
Elif Çakır
Erdoğan’ın yolu...
Ali Bayramoğlu
Ak Partiyi ve Türkiye’yi kurtaran finansal ürün: KKM
Mehmet Ali Verçin