Beşiktaş’ta kadro daralsa da doğrular değişmiyor

Geçen hafta Gençlerbirliği maçından 3, Napoli maçından 1 puan beklediğimi yazmıştım. Gençlerbirliği deplasmanındaki puan kaybı sadece bir yol kazası. Tamam, ilk yarı beklenen üretkenlikte değildi Beşiktaş. Ama yediği gol bir taktik sorunun değil, bireysel hatanın ürünü. Beşiktaş 2. yarı maçı alacak kadar gol girişimi üretti. Sadece dk. 63’ten sonra 9 gol girişimi var.

Özetle, oyun anlayışından kaynaklanan bir sorun yok. Gol girişimlerinde 16’ya 7 üstünlük kurmuş. Dış saha için çok iyi bir rakam ve bu sezon dış sahada bu tabloyu sıkça yakalıyor Beşiktaş. Geçen sezona göre yükü daha ağır, ama hem Süper Lig’de hem Şampiyonlar Ligi’nde yenilgisiz yol almayı sürdürüyor.

Gelelim Napoli maçına. İlk yarı gol girişimlerinde 5-5 eşitlik var. İlk yarıdaki oyunu, belki de maç heyecanının tazeliğiyle, çok eleştirildi. Ama doğru bir saptama değil. Napoli de Beşiktaş gibi pozitif futbol oynayan, takım boyunu çok iyi kısaltan, pas trafiği etkili bir takım. Bu şartlarda, ödünsüz bir hücum futbolu taraftarı olsam da Şenol Güneş’in stratejik tercihlerine saygı duyarım.

Denge 2. yarı bozuldu, Napoli bu yarı gol girişimlerinde 8’e 3 üstünlük sağladı. Yine de Napoli maçlarına özel stratejiyle 3 puan geliyordu az daha. Beşiktaş sadece her iki yarının ilk çeyreğinde ve bir de beraberlik golünden sonra sendeledi. Bunun dışında taktik disiplinini korudu ve golü bulduğu dilimde istediklerini yapan bir görüntü verdi. Napoli gol girişimlerinde ilk maç 14-9, bu maç 13-8 üstünlük sağladı, ama 4 puanı cebine koyan Beşiktaş oldu.

GOL GİRİŞİMİ DERKEN?

UEFA’nın verdiği gol girişimi sayıları atılan şut üzerinden. Bizim ligde de benzer bir ölçüt kullanılıyor ya da sadece net gol pozisyonları dikkate alınıyor. Bunlar yanıltıcı. Ben gol girişimlerini belli ölçütler üzerinden kaydediyorum. Cılız bir şut gol girişimi değildir, ama arkasında boş adam olan defans oyuncusunun son anda ayak koyduğu orta gol girişimidir sözgelimi. Hücum üretkenliğini ve savunma yeterliğini bunlar üzerinden değerlendiriyorum.

Son birkaç notla bitireyim: Talisca’nın 3 aylık yokluğunda, Oğuzhan-Atiba-Tolgay orta üçlüsü en ideal diziliş gibi görünüyor. Umalım ki Oğuzhan bir an önce fiziksel yeterliğe kavuşsun. Geçen yazımda Quaresma’nın Beşiktaş’ın her 3 golünden birinde payı olduğunu belirtmiştim. Q7 1-1’lik son iki maçta buna 1 gol, 1 asist ekledi. Kendisine güvenenleri yanıltmadı.

Mevcut Şampiyonlar Ligi tablosunda benim beklentim de gruptan çıkmak. Talihsizlik olursa, Avrupa Ligi garanti gibi. Finansal açıdan doyurmaz, ama orada yol iyice açık olur. Gelgelelim, her şeyden önemlisi üst üste şampiyon olmayı başarmak. Bunun değeri sonradan daha iyi anlaşılacak.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.