Beşiktaş liderlik yarışında Başakşehir’i geçti, Galatasaray karşısında 5 puanlık, Fenerbahçe karşısında 6 puanlık bir avantaj yakaladı. Buna rağmen, ara transferde şu ana kadar Beşiktaş yönetiminden Babel ve Mitroviç dışında hamle gelmedi. Liderliğin getirdiği psikolojik üstünlük ve sağlanan puan avantajları önemli. Ama Beşiktaş’ın önünde zorlu bir süreç var bugün de.
Şenol Güneş kadroyu daraltacağının sinyallerini vermişti. Bu çerçevede Olcay ve K. Frei gitti, Babel geldi. Beşiktaş’ın geri kalan mevkilerde bir kadro derinliği olduğunu söyleyebiliriz, özellikle de orta üçlüde. Ama kanatlar Quaresma ve Babel’e emanet, orası açık. Bu iki adın alternatifleri? Sezonun ilk yarısında gördüğümüz kadarıyla, Adriano, Aboubakar ve Cenk Tosun. Ya Talisca? Bence o mevkie de santrfora da uygun bir oyuncu değil.
Anlaşılan Şenol Güneş hücum üretkenliği konusunu saha içi diziliş ve görev değişiklikleriyle çözecek. Quaresma, Babel, Talisca, Oğuzhan, Tolgay, Atiba. Bu 6 adın hep bir arada ilk 11’de olması zor. Ama skor üretmede ve görev değişiminde birbirlerinin yükünü üstlenebilirler. Beşiktaş’ın buna fena halde ihtiyacı var. Bu stratejide sakatlık ve cezaların da takımın dengesini fazla bozmamasını umacağız elbet.
Osmanlı ve Alanya maçlarında çok sayıda görev ve diziliş değişikliği yaptı Şenol Güneş. Büyük kısmı da olumlu sonuç verdi. Ancak Alanya maçında C. Tosun’un sakatlığı sonrası santrfor mevkiindeki arayış gösterdi ki diğer mevkilerde bulunan çözümler burada pek mümkün değil. Beşiktaş yönetimi ara transferde bir santrfor katkısı sağlarsa, Şenol Güneş’in eli iyice rahatlar diye düşünüyorum. Öte yandan, C. Tosun’un 18 haftada 12 gole ulaşmış olmasını da çok önemsiyorum.
GEREKSİZ GERİLİM
Beşiktaş’ın Alanya karşısında 1. golden sonraki 15 dakikalık dilimde ve yediği penaltı golünden sonraki 20 dakikalık dilimde duraklaması anlaşılmaz bir durum. Yediği penaltı golünden sonra dk. 74’e kadar kalesinde 5 gol girişimi gördü Beşiktaş. Bu tür dengesizlikleri, maçların zorluk derecesinin artacağı önümüzdeki dönemde azaltmak gerekiyor.
Hakemlerin genel performansında da fena halde yalpalama var iki haftadır. Alper Ulusoy’un penaltı kararı anlamsız. Beşiktaş’ın bu karar sonrasında o kadar gerilmesi de anlamsız. Guerrier’ye çıkmayan 2. sarı kart anlamsız. Bir hakem kendi doğal seyrinde giden bir maçı neden böyle anlamsızlaştırır ki? Anlam vermeye çalışıyorum.
Ha keza, penaltı sonrası gerilime de. Beşiktaş’ın geçen sezon oyun anlayışıyla yakaladığı özgüveni daha da perçinlemesi beklenir. Rakibini sahadaki baskınlığıyla ezmesi, gerilimin parçası olarak morallendirmemesi gerekir. Geçen sezon yakaladığı deneyimi sahaya yansıtması gerekir. Şenol Güneş bunu da halledecektir.
