Bankalar ne yapsın

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) haftalık verilerinden biraz gelişmeleri takip edelim:

27 Temmuz haftası:

Ortalama dolar kuru 4,82. Bankalardaki yabancı para mevduatları 185 milyar dolar (TL karşılığı 888 milyar lira)

Mali kesim hariç verilen kredilerin (2 trilyon 248 milyar TL) içinde dövizli krediler 174 milyar dolar ile 839 milyar liralık pay almaktadır.

10 hafta sonra; yani 05 Ekim haftasında döviz mevduatları tam 15 milyar dolar azalıyor ve 170 milyar dolara geriliyor.

Tam 15 milyar dolar.

Bu paranın o tarihlerdeki döviz kuru ortalaması üzerinden yaklaşık değeri 82 milyar lira etmektedir. Kurlar yükseliyor ve TL karşılığı döviz mevduatları artmış gibi görülüyor ama gerçekte çok önemli bir erime var.

Bankacılık sektörü kaynakları sadece 10 haftada 82 milyar lira azalıyor.

Ama sonraki haftalarda bu erime yerini küçük artışlara bırakıyor ve 7 aralık haftasında döviz mevduatları 174 milyar dolara yükseliyor. Yine de 27 temmuz haftasına göre 9 milyar dolar artık bankaların kasasından gitmiş durumdadır.

***

27 temmuz haftasında 969 milyar lira olan TL mevduatları ise, 19 hafta sonra sadece ve sadece 977 milyar liraya yükselebiliyor. Hatta bu artışın reel bile olmadığını söyleyebiliriz. Yaklaşık 5 aylık sürede TL mevduatlarının faiz geliri bile bu artıştan daha fazladır. O zaman TL mevduatlarında da bir artış olmadığını söyleyebiliriz.

Ama TL kredileri aradan geçen sürede erimeye başlıyor. 27 temmuz haftasında 1 trilyon 409 milyar olan TL kredileri 07 aralık haftası itibari ile 1 trilyon 346 milyar lira seviyesine gerilemiştir.

Döviz kredileri ise, döviz mevduatlarında yaşanan kan kaybına oranda daha sınırlı kalmıştır. 27 temmuz haftasında 174 milyar dolar olan döviz kredileri, 09 kasım haftasında 167 milyar dolara geriliyor ama hemen sonrasında 170 milyar dolara çıkarak son üç haftadır stabil kalıyor.

***

Kısaca değinmek gerekirse bankacılık sektöründe kaynak sorunu kendini göstermiş ve sermaye ihtiyacı mevcut kredilerin küçük bir kısmının kapatılması ile giderilmek istenmiştir. 27 temmuz haftasında kredi/mevduat oranı yüzde 121 seviyesinden 07 aralık haftasında yüzde 118,6 seviyesine gerilemiştir.

Kaynak sorunu oluşan sektörün ciddi bir kredi geri çağırma veya borç kapatma hamlesi içinde olduğunu söylemek oldukça zordur. Ama özellikle yabancı sermaye çıkışı nedeniyle kendini koruma refleksi gözlenmektedir.

Bugün son beş ayda bankacılık sektöründen 82 milyar lira civarında bir yabancı sermaye (döviz hesabı) çıkışı gerçekleşmiştir. Sektörün bu sermaye çıkışı karşısından kendi kaynaklarını da kısmen likiditeye döndürme arayışları normal karşılanmalıdır.

Nerede ise her toplantıda bütün günah keçisi ilan edilen sektörün, sermaye ihtiyacı yükselen faizlere rağmen karşılanamamaktadır.

Ya da tersinden söylersek; acaba faizler daha düşük olsaydı sektör bugün nasıl bir halde olurdu? 1 lira kredi için ortada para kalır mıydı?

***

Nerede ise yüzde 80’i AB-ABD’den gelme yabancı sermaye ile uzun yıllar bir balayı dönemi yaşadık. Bugün kendi kaynaklarımızla kavrulma dönemine çoktan girdik bile. Ülkemizin bu milli bağımsızlık mücadelesinde sermayenin de milli bağımsızlık mücadelesine katılması gerekiyor. Artık dışarıdan bir para beklemeyelim.

O zaman neden kredi bulamıyoruz diye hayıflanıyoruz. O zaman neden hala umut kapısı olarak bankaları gösteriyoruz.

Kaynak nerede? diye sormaz mı insan.

“Hem TL faizleri düşsün, hem de bankalar kaynak bulsun”.

Sanırım o günler çoktan geçti ve bitti.

YORUMLAR (26)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
26 Yorum