Yapılabileceklerin yarısı Filistin’e yeterdi…

Dün İstanbul Yenikapı’da Kudüs mitingi vardı. Konuşmalarda ve meydanda hem coşku hem heyecan, hem hüzün hem öfke, hem keder hem de umut mesajları yükseldi. Esasen, son Trump Planı sonrasında da öteden beri Filistin meselesinde yaşanan her olumsuz gelişmede de tablo hep böyle olmuştur. Bir yanda tahammül edilemez bir kaybın kederi, bir yanda da böyle gidemez dedirten umut arasında bir yerde…

Yeterince kederlendik, umut penceresini açalım…

Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki miting Kudüs meselesinde Türkiye’den yükselen en büyük tepkiyi de yansıtıyordu. Çok siyasi konuşma yapıldı, çok söz söylendi ama bu kadar zamandır etkili, sarsıcı başka bir tepki miting yapılmadı, yapılamadı. Hatta, Cuma gösterileri hariç bir mitingi de yapılmadı. Konusu ne olursa olsun her türlü duyarlılığın devlet iznine bağlı olduğu bir dönemde Saadet Partisi’nin yaptığı iş bu yüzden ülkenin yüzünü ağartmıştır. Temel Karamollaoğlu’nun konuşması da bilhassa “Oturup ağlaşmak yerine ne yapılabilir?” sorusuna cevap verirken çok değerliydi. Özetleyelim…. Eğer, İslam dünyası diplomatik, ekonomik veya askeri gücünün yarısını; sadece yarısını yansıtabilse ne Trump Planı yazılabilirdi, ne İsrail bu kadar şımarabilirdi ve tabiatıyla ne de Filistin bugüne kadar gerilediği noktada olmazdı.

Tamamı bir araya gelmese de olur. Sadece önde gelen 5-6 ülke benzer bir yol izlese bile Filistin meselesi bu hazin durumda olmaz, ABD Büyükelçiliği Kudüs’e taşınmazdı. İslam dünyasının sorunu yapacak birşeyi olmaması değil, bu probleme samimiyetle el atmamasıdır. Hüda-Par Genel Başkanı İshak Sağlam da İslam ülkelerine aynı çağrıyı yaptı. Hiç olmazsa Filistin için bir araya ayara gelmemeyi kim izah edebilir?

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da mitingde Filistin için atılabilecek adımları anlattı. Bilhassa diplomatik kanallarda birçok şey yapılabilir ve Avrupa ülkeleri sürece dahil edilebilir. Yine tamamı değil, yarısı yapılabilse Trump Planı sadece çöplüğe atılmakla kalmaz, geriye de döndürülebilir. Yapılma istenirse yapılacak o kadar çok şey var ki…Davutoğlu’nun konuşmasında öncelikle Türkiye’nin ihmal ettiği adımların altını çiziyorum. Bunlar için sahici bir mesai mümkün olabilse, uzun süredir lafta kalan tepkilerin hayata geçmesi mümkün olacak ve belki başka ülkeleri de cesaretlendirecektir. Özellikle, sadece İslam coğrafyası değil bu konuda duyarlılık taşıyan ve öteden beri İsrail işgalini reddeden Batı başkentlerini de sürece dahil etmek şarttır. Tabii, bir şey yapmaya niyet varsa…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Kudüs mitingine katıldı. Bu katılım hiç şüphesiz dünün en önemli fotoğrafıydı. Yıllardır bu ve benzeri İslam dünyası problemlerinde geride durmak gibi anlaşılmaz bir denge gözeten CHP’nin dün sahnede olması Türkiye için çok değerli bir gelişmedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla birlikte mitinge katılıp güzel bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu bir tabuyu daha yıkmıştır. Ülke için gerekli olandan geri durmayarak, “Kim ne der, kim ne söyler?” diye endişe etmeyerek doğrusunu yapmıştır. Türkiye için faydalı olan bu cesaretli politik tavırdır. Devamında fayda vardır.

Bu arada, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Kudüs meselesiyle birlikte, en az bunun kadar sahipsiz olan Doğu Türkistan meselesini hatırlatmasını takdir ediyorum.

YORUMLAR (56)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
56 Yorum