Depresyon, kısırlık ve diyabetin faili buğday

Depresyon, kısırlık ve diyabetin faili buğday

İlaçlarla kesin tedavisi yapılamayan birçok modern çağ hastalığının sebebinin GDO’lu buğday olduğunu iddia eden fitoterapi uzmanı Dr. Ümit Aktaş herkesi uyardı: “Ekmek, makarna, kısaca buğdayla üretilen tüm gıdaları hayatınızdan çıkarın!”

[Karar]
RÖPORTAJ:ÜRÜN DİRİER

Prof. Dr. Canan Karatay’ın sık sık dile getirdiği “Ekmek yemeyin” çağrısını bir de fitoterapi uzmanı Dr. Ümit Aktaş yaptı. Diyabet başta olmak üzere kısırlıktan depresyona, romatizmadan bağırsak hastalıklarına kadar birçok rahatsızlıkta baş suçlunun buğday olduğunu iddia eden Ümit Aktaş “Diyabetli bir hasta buğdayı beslenmesinden çıkararak kalıcı ve tam bir şifaya kavuşabilir” diyor.

Siz de buğday yenilmemesi gerektiğini söylüyorsunuz. Neden?

Günümüzde ilaca bağımlı birçok kronik hastalığın sebebi buğdaydır da ondan. Yani gluten intoleransı (hassasiyeti). Tüm şeker hastalarının yüzde 95’ini oluşturan tip 2 diyabet başta olmak üzere, bağırsak hastalıkları, ülseratif kolit, migren, kısırlık, fibromiyalji, depresyon, şizofreni, reflü, alerjiler, çölyak, kansızlık, vücut döküntüleri ve ağrıları, romatizma gibi onlarca hastalığın asıl nedeni gluten hassasiyetidir. Ayrıca kanser tedavisinde de gluten içeren buğday, yulaf, arpa ve çavdar ürünlerinin beslenmeden tamamen çıkarılması gerekir.

YÜZDE 99’U GDO’LU

Ama insanoğlu yüzlerce yıldır buğdayla besleniyor. 

Bu buğdayla değil. 1943 yılında savaşın ortasında ABD bir buğday ıslah enstitüsü kurdu ve buğdayın genetiğini tamamen değiştirip tüm dünyaya yaydı. Türkiye’ye de Marshall yardımları kapsamında bu buğdayı dayattılar. Şu an kısmen Kars, Elazığ, Kastamonu ve Erzincan’da üretilen ilkel buğday hariç Türkiye’dekinin yüzde 99’u, genetiği değiştirilmiş cüce buğdaydır. İlk kez 1943’te üretildi. İlk kez çölyak hastalığı ise 1953’te ABD’de tanımlandı. Bu tesadüf olamaz. Amerikan Diyabet Cemiyeti, diyabet ve obezitenin yayılmasını önlemek için 80’lerde bir beslenme piramidi oluşturdu. En geniş alanı tam tahıl ürünlerine ayırdı. Biz de bu pramidi olduğu gibi aldık.

Sonuç ne oldu?

Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Dairesi’nin 1980 yılındaki raporlarına göre, ABD’de diyabet ve prediyabet oranı yüzde 6. 2009’a gelindiğinde bu rakam yüzde 24’e ulaştı. Türkiye’de ise 1998 yılında diyabet oranı yüzde 7.2. Prediyabet ise 9.7. 2010 yılına gelindiğinde diyabet oranı yüzde 13’e, prediyabet ise yüzde 28’e ulaştı. Doktorlar diyabet hastasına tam tahıl yemesini tavsiye ediyor. Oysa buğdayın kendisi diyabet sebebi! Tam buğday unundan yapılan ürünler de zararlı. Buğdayı beslenmeden çıkarmak diyabet hastasını kalıcı olarak tam şifaya kavuşturur. Diyabetle çölyak arasında ciddi bir ilişki var. Çölyak hastalarının diyabet olma riski 10 kat daha fazla. Diyabetlilerin de çölyak olma riski bir o kadar yüksek. Demek ki diyabet de bir gluten hassasiyeti hastalığı. Mevcut tedavi yöntemleriyle diyabet hastası iyileştirilemiyor zaten. Tam tersine durumları daha kötüye gidiyor. 50 yaşında bir hastaya tanı konulsa ölene kadar devlete yükü 250 bin dolar. Devlet bu yükü kaldıramaz.

ANTİDEPRESAN YERİNE EV YOĞURDU VE PAÇA ÇORBASI

Depresyon ve kısırlık da buğdayla bağlantılı diyorsunuz. Nasıl bir bağlantı var?

Depresyon bir bağırsak hastalığıdır. Seratoninin sadece yüzde 5’i beyinde üretilir. Geri kalanı bağırsaklarda probiyotikler tarafından yapılır. Buğdayla bağırsakların doğal ortamını bozduğunda depresyona da girersin. Antidepresan kullanacağına ev yoğurdu, ev turşusu ve paça, kemik çorbası gibi probiyotikler tüketmek; omega 3, D vitamini ve B12 almak daha etkili olur. Paça çorbası yüksek miktarda kök hücre ve kolajen içerdiği için kemik ve doku hastalıklarında, kanserde de kullanılmalı. Eskiden yeni evli bir çiftin çocuğu olmaması diye bir şeye nadiren rastlanırdı. Şimdi her mahallede bir tüp bebek merkezi var. Tıbbi bir problemi tanımlanamayan çiftlerin çocuğu olmuyor. Yapılan araştırmalar, buğdayı hayatından çıkaran çiftlerin kolaylıkla çocuk sahibi olduğunu gösteriyor. Sadece buğday değil, gluten içerdiği için yulaf, arpa ve çavdar da beslenmeden çıkarılmalı.

16-03/14/qaswd-1457920217.jpgDr. Ümit Aktaş, şu an kısmen Kars, Elazığ, Kastamonu ve Erzincan’da üretilen ilkel buğday hariç, diğerlerinin genetiği değiştirilmiş cüce buğday olduğunu iddia ediyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN