Bir Trilyon TL bütçe açığı

2022 yılında 139 milyar TL olan bütçe açığı, 2023’te bir trilyon TL’yi, 2024’te de 1,6 Trilyonu TL civarında gerçekleşecek gibi görünüyor.

Hâlbuki 2023 yılı bütçesi, 660 Milyar TL açık öngörüyordu.

2023 yılında %4,35’e ve 2024’te %5,5’e ulaşacak olan bütçe açığının GSYH’ya oranı son on yılda, ortalama %1,69 olmuştu.

Bir başarı ölçütü olarak gösterilen Maastricht Kriterine göre %3’e kadar bütçe açığı makul kabul edilmektedir.

Bütçe açığı bakımından “altın yıllar” geride kaldı ve “yorucu yıllar” başladı.

BÜTÇE AÇIĞI VE KAMU BORÇLARI

2021 yılsonunda %40 olan kamu borçlarının GSYH’ya oranı, Mart 2023’te %26’ya kadar düşmüştü.

Türkiye bu “üstün başarı”yı üç imkânsızı bir araya getirerek sağladı: Yüksek enflasyon, kurların baskı altında tutulması ve Hazine’nin bankalara “zorla” düşük faizli devlet tahvili satması.

Doğrusu, 2022 yılında 364 milyar dolara yükselen ithalat da, bu gelişmeye büyük katkı sağladı.

İthal ürünlerden alınan KDV, ÖTV ve Gümrük vergileri sayesinde Hazinemiz vergi gelirleriyle dolup taştı ve bu süreç devam ediyor.

Bu yılın ilk beş ayındaki seçim, deprem ve EYT harcamalarına rağmen son on iki aylık bütçe açığı, yine de %3’ün altında gerçekleşti: 527/18.000 = %2,93

Bu rakamlar ortada olmasına rağmen hükümete muhalefet edeceğim diye uzman olduğu düşünülen pek çok kişi hala “bütçe açığı %10’lara gidiyor (%10 demek 2,3 Trilyon TL bütçe açığı demek)” gibi ezberci iddialarda bulunmayı sürdürüyor.

EYT, ZAMLI MAAŞLAR VE VERİLEN SÖZLER

Bu yıl ve önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek yüksek bütçe açıklarının sebebi EYT Kanunu, en düşük emekli aylığının 7.500 TL’ye yükseltilmesi, memurlara en az 22.000 TL maaş sözü, deprem harcamaları, yılın ikinci yarısı için emekli ve memurlara yapılacak zamlar ve benzeri harcamalardaki abartılı artışlardır.

Yaptığım hesaplamalara göre EYT’lilerin bütçeye yıllık ek maliyeti, 2023 fiyatlarıyla 225 Milyar TL olacaktır yani GSYH’nın %1’i kadar.

Kamu beklenmedik bu harcamaları borçlanarak temin edecektir.

Süreklilik arz edecek başka giderler de oluşabilir, mesela ev hanımlarının emeklilik primlerine katkı sözü gibi.

Uzatmadan belirteyim ki, yılın ikinci yarısında en düşük emekli maaşının 7.500 TL’ye, en düşük memur maaşının 22.000 TL’ye ve en yüksek memur maaşının da %25 artırılması da, bütçe giderlerini en az 220 milyar TL artıracaktır.

Bu ve benzeri, daha önce bütçelenmemiş borçlanmalar ve kur artışlarından dolayı %26 olan merkezi yönetim borç stokunun GSYH’ya oranı, önümüzdeki yıllarda tekrar %40’lara doğru tırmanabilir.

Çünkü bütçe açığı demek bir bakıma kamu borcunun artması demektir.

DEPREM HARCAMALARI

Bütçelenmemiş bir harcama kalemi daha var: Depremzedelere yapılan nakdi yardımlar, konut inşaatları ve diğer imar faaliyetlerine harcanacak paralar.

Daha önce inşaat harcamalarının toplam olarak 630 milyar TL’ye çıkacağını ve nakdi olarak yapılacak yardımların da, en çok 150 milyar TL olabileceğini hesaplamıştım. Ancak inşaat harcamalarının üçte biri bu yıl ve üçte ikisi de önümüzdeki üç yılda yapılacak.

Deprem bölgesine yapılacak harcamalar, kanunu çıkan Afet Yeniden İmar Fonu (AYİF) aracılığıyla yapılacak.

AYİF fonunun kaynakları toplanan bağışlar, ihdas edilen deprem vergileri ve alınacak kredilerden oluşacağı için bu yıl, bütçeye ağır ek bir yük geleceğini tahmin etmiyorum.

Depremde evi hasar görmüş hak sahipleri için inşa edilecek evler çok düşük faizli fakat kredili olarak satılacağı için, gelecek yıllardaki bütçeler de tahammülü zor bir yük altına girmeyecek.

Deprem harcamalarının “kamuya yüz milyar dolara mal olacağına” dair analiz ve raporların tamamını tutarsız ve yüzeysel bulduğumu tekrar belirteyim.

Yukarıda sıraladığım bütün harcama türlerinin, dolaylı olarak bütçeye, gelir yaratma etkisi de var ve bu etkiler hiçbir fizibilite hesabında yer almıyor.

Bu veriler ışığında, 2023 yılında GSYH’nın en az 23 trilyon TL olacağını varsayıyorum.

Yaptığım projeksiyonlara göre, bu yıl bütçe harcamaların 5.600 Milyar TL’ye ve toplam bütçe gelirlerinin de 4.600 Milyar TL’ye yükseleceğini tahmin ettim; böylece bütçe açığı da “yaklaşık” olarak bir Trilyon TL olacaktır.

2024’te bütçe açığı, son yirmi yılın rekorunu kırsa da GSYH’nın %5,5’ini geçemeyebilir.

“Orta Vadeli Plan” ve “ek bütçe kanunu” Sayın Şimşek’in sorunlara nasıl yaklaşacağı hakkında bize bazı “ipuçları” verecektir.

YORUMLAR (21)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
21 Yorum