Kitapçı Ahmet ‘zincirlere’ direniyor

Kitapçı Ahmet ‘zincirlere’ direniyor

Okuyan Platformu’nun ‘Bağımsız Kitabevleri Araştırma Raporu’, sayıları bin 500’ü aşan bağımsız kitabevlerinin varolma mücadelesi verdiğini ortaya koydu. Haksız rekabete maruz kaldıklarını belirten kitabevi sahipleri, devletten yerli kağıt üreterek kitap fiyatlarını düşürmesini, yayınevlerinin ise fiyatları sabitlemesini istiyor. Kitabevi sahipleri “Popüler kitapçılık AVM’lere sıkıştı. Kitapçılıkta tüccar mantığına döndük” diyor.

SALİHA SULTAN

Usta romancı Oğuz Atay “Kitapçıların ve çiçekçilerin farklı özellikleri olmalı” der. Nitelikli bir okuyucu için kitabevleri iki dakikada kitap alıp, kolayca çıkıp gidebilecek herhangi bir dükkan değildir çünkü. Bağımsız kitabevlerinde yeri gelir raflardaki kitap sırtlarında ya da bir kitabın önsözünde yeri gelir kitapçının yeni çıkanlardan, okuduklarının kritiğini yaptığı ve bize yayın dünyasından yeni haberler verdiği hoş sohbetinde saatler geçiririz. Bu verimli alışveriş, kitap okuma kültürümüze katkı sağlamanın yanı sıra şehir kültürümüzün de önemli bir parçasıdır. Son yirmi yıldır bağımsız yayınevlerinin karşısına sermayenin gücünü arkasına alarak dikilen zincir kitapçılarda bu lezzetleri tadamayız çünkü. Zincir kitapçılarda kitaptan çok hediyelik eşyaların ön planda olduğu mağazada arayıp bulamadığınız kitaba bilgisayardan bakılır, bulunamazsa “bizde satışı yok” diyerek savuşturulursunuz. Bağımsız kitabevindeki ‘kitapçı abi’ aradığınız kitap orada yoksa da “haftaya uğra” diyerek gönlünüzü yapar. Birine kitabevi, diğerine kitapçı dememiz bu yüzden. Birinde kitabın değerinin bilindiği bir yerde, evinde olduğunu hissedersiniz, diğerinde kitapların sadece bilgisayardaki stok programından bilinebildiğini.  

Sivil Toplum Sektörünün Ortaklıklar ve Ağlar Hibe Programı kapsamında Türkiye Yayıncılar Birliğine verdiği hibeyle kurulan OKUYAY Platformu 2019’da KONDA Araştırma ve Danışmanlık şirketine yaptırdığı ‘Türkiye’nin Okuma Kültürü Haritası’nı açıklayarak okuma kültürümüze dair çok önemli ve sevindirici bilgileri kamuoyuyla paylaştı. Okuma oranımızın ikiye katlandığını gördüğümüz bu araştırmada okuyucuların kitap alışverişine dair bir grafikte daha çok bağımsız kitabevlerinin tercih edildiğini görmüştük. OKUYAY’ın yine KONDA’ya yaptırdığı araştırma üzerine yayımladığı oldukça kapsamlı bir rapor daha var. 12 ilden 40 bağımsız kitapçıyla yapılan derin görüşmelerin yer aldığı ‘Bağımsız Kitabevleri Araştırma Raporu’. ‘okuyayplatformu.com’ internet sitesinde tamamı ilgililerin dikkatine sunulan raporda bağımsız kitabevleriyle yapılan görüşmelerin çıktıları bölümler halinde analiz edilmiş, görüşleri, önerileri, eleştirileri ve yorumları derlenmiş, bağımsız kitabevleri tarafından dile getirilen çözüm önerileri gözlem ve notlarla bir araya getirilmiş. Bağımsız kitabevi demek, herhangi bir zincire, sermayeye bağlı olmayan,  bağımsız bir şekilde, genellikle kitapsever kişilerin girişimleri olan perakende kitap satışı yapan kısaca mahallemizde yer alan kitapevleri demek.  Türkiye genelinde bugün bu tanımda bin 500 civarında kitabevi bulunuyor. Araştırma, bağımsız kitabevlerinin zincir mağazalar ve internetten kitap satışları ortamında maruz kaldıkları haksız rekabet ve yıkıcı indirimlere rağmen sürdürülebilir olmaları için sorunlarını ortaya koymayı, ilgilileri haberdar etmeyi hedeflemiş. 

Yetmiş sayfalık ‘Bağımsız Kitabevleri Araştırma Raporu’nda bağımsız kitabevleri sahipleri sorunlarında birinci sırada kargo ücretlerinde, lojistikten ve nakliye süreçlerinden şikayetçi. Talep ettikleri kitapların yayınevi tarafından hemen kargoya verilmemesinden, kitapların biriktirilmek istenmesinden, okuru bekletmek zorunda kalmaktan, müşterilerine mahcup olmaktan muzdaripler. Dağıtım şirketlerini rakip olarak gören bağımsız kitabevleri, dağıtım şirketlerinin aynı zamanda Türkiye’deki perakende satış tekelini de elinde bulunduran İdefix ile Prefix, D&R, Emek Kitap, Kırmızı Kedi, Oda Kitap, Babil gibi hepsi aynı sermaye grubuna bağlı sitelere kendilerini de mahkum ettiğini söylüyorlar. Yayınevlerinin kitaba fiyat işlerken kendi kitap satış sitelerine yönlendirmelerinden, fiyatları zincir mağazaya nasılsa indirimli vereceğim diye abartmalarından, sitelere toptan vermek için ‘spot kitap’ ifadesini kullanmalarından rahatsızlar. Bu durumların bağımsız kitabevlerinin etiket üzerinden satış şansını en baştan yok ettiğini söylüyorlar. Bu soruna çözümü ise devletten bekliyorlar. Devletin KDV’yi yüzde 8 düşürmesinden memnunlar ama yayıncıların kağıt pahalı gerekçesiyle kitaba zam yapmasının önüne geçmek için yerli kağıt üretmesi gibi bir çözüm bulmasını istiyorlar. 

Bağımsız kitabevleri kitap fuarlarından ise bir hayli şikayetçiler. Kendileri yıl boyunca kira, vergi öderken bir yayınevinin gelip fuarda kitap satmasının haksızlık olduğunu düşünüyorlar ve organizatörleri fuarları panayır havasında değil, Frankfurt’taki gibi profesyonel buluşmalar için düzenlemeleri, sadece imza ve söyleşi için yazar getirmeleri konusunda tavsiyede bulunuyorlar. Yayınevlerinden ise kitap fiyatlarını ilaç firmaları gibi sabitlemelerini, kitabın bütün kitapçılarda aynı fiyatta olmasını istiyorlar. Bunun zincir mağazalarının haksız rekabetinin önüne geçeceğine inanıyorlar. İskontonun da aynı şekilde olmasını isteyerek böylece internet satışlarındaki haksız rekabetin ortadan kalkacağını söylüyorlar. İstanbul’dan bir kitapçı “D&R sattığı malın parasını ödüyor, bizdense tezgahımıza koyduğumuz her malın parasını istiyorlar. D&R sınırsız iade ile çalışıyor, bizim öyle bir şansımız yok, eziliyoruz bu sistemde” diyerek yayınevlerinin zincir mağazalara tanıdıkları kolaylıkları kendilerine de tanımalarını istiyorlar. 

 

‘KİTAPÇILIKTA TÜCCAR MANTIĞINA DÖNDÜK’

 ‘Bağımsız Kitabevleri Araştırma Raporu’nda isimleri açıklanmayan, sadece şehirleri belirtilen bağımsız kitabevleriyle yapılan görüşmelerden kesitler de yer alıyor. Görüşmelerde popüler kitapçılığın AVM’lere sıkıştığını, bağımsız kitabevlerinin çok satanın ötesinde her kitabı rafında bulunduran kitabevi olduğunun altını çizen kitapçıların yanı sıra,  turizmin yoğun olduğu bir bölgede “Kitapçılıkta tüccar mantığına döndük” diyerek öz eleştiri yapan, “pratik, ucuz, hızlı gidebilecek” kitapları kasa önlerine koyduklarını söyleyen kitapçılar da var. İzmir’den bir kitapçı politik gelişmelerin kitabevinin kitap seçimine ve satışına doğrudan etki ettiğini söyleyerek örneğin FETÖ kitaplarını raflardan kaldırdıklarını hatta imha ettiklerini ifade ediyor. Ankara’dan bir kitapçı ise ‘Kavgam satmıyoruz. Şey kısmı var bir tarafıyla, tutup adam IŞİD’i savundu yani tamam mı? Sen IŞİD’i savunan kafaya ne yapabilirsin ki ne yapabilirsin ki ne diyebilirsin ki? İsmet Özel. Pegasus, Epsilon, Destek. Bu şair ve bu yayınevleri olmaz burada” diyor. Bodrum’daki bir kitapçı satacakları kitapları seçerken kendi inisiyatiflerini kullandıklarını, Şeyma Subaşı’nın kitabına ‘popüler’ olduğu için yer vermek istemediğini belirterek “Sadece Şeyma isimli kitabı, hiç kimsenin sormaması da dediğimiz gibi bizi ayıran bir şey” sözleriyle müşteri profilinin de bu yazarı zaten sormamasıyla gururlanıyor. Adana’dan bir kitapçı ise hemşehrilik ilişkisinin kitabevi seçiminde kimi zaman önemli bir faktör olarak ortaya çıktığını not düşüyor.  

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN